harap

harap
sf., -bı, Ar. ḫarāb
1) Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran

Duvarları yıkılmış, çatıları yanmış, harap bir köyün hizasına gelince yaver atından atladı.

- Ö. Seyfettin
2) Bitkin, yorgun, perişan

Kiraz yemekten insanlar harap, perişan olurdu.

- R. H. Karay
3) esk. Çok sarhoş
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • harap — HARÁP, harapi, s.m. v. arap. Trimis de gall, 06.02.2009. Sursa: DEX 98  HARÁP harápi m. v. ARAP. Trimis de siveco, 23.09.2007. Sursa: NODEX …   Dicționar Român

  • harap etmek — harap duruma getirmek Ona zamanın harap edemeyeceği bir abide yapmak istedi. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • harap olmak — harap duruma gelmek, haraplaşmak, perişan olmak Parkın eski güzelliği kalmadı, ne kadar harap oldu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • harap düşmek — kötü bir durumla karşı karşıya kalmak Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Atatürk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • harap — m IV, D. a a. u, Ms. harappie; lm M. y 1. «bicz z krótką rękojeścią i długim splecionym rzemieniem» Obić harapem. 2. ndm łow. «okrzyk myśliwych nawołujących psy, zwłaszcza dla odpędzenia ich od ubitej zwierzyny» ‹niem.› …   Słownik języka polskiego

  • kendini harap etmek — sıkıntı veya üzüntüden perişan olmak Daha burada kendini harap edersen yukarılarda ne halt edeceksin? R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hâli harap olmak — bitkin, perişan olmak, kötü duruma düşmek Sınıfı geçmezse hâli haraptır …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çöle dönmek — harap olmak, bozulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başına yıkmak — harap etmek, zor durumda bırakmak Babamın evinden çıktım / Evini başına yıktım. Halk türküsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • DİL-İ VİRAN — Harap gönül, yıkık gönül …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”