harcanmak

harcanmak
nsz
Harcama işi yapılmak, harcama işine konu olmak

Bu işe çok para ve emek harcandı.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • araya gitmek — harcanmak, kaybolmak, karışıklığa kurban olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çarçur — is. Gereksiz yerlere harcayıp tüketmek anlamındaki çarçur etmek ve gereksiz yere harcanmak, ziyan olmak anlamlarındaki çarçur olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz Birikmiş parasını, elindeki sermayeyi çarçur etmesinden koruyabilmek için yine… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fon — is., ekon., Fr. fond 1) Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak Karşılıklı paralar fonundan beş yüz milyon lira Millî Savunma hizmetlerine tahsis edilmişti. A. İlhan 2) ekon. Bir kuruluşun mali kaynaklarının… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gitmek — e, der 1) Bir yere doğru yönelmek 2) den Bir yerden veya bir işten ayrılmak 3) Çıkmak, ulaşmak Bu yol nereye gider? 4) Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak Her gün çalışmaya gidiyor. 5) nsz Sürmek, devam etmek Ama böyle… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • harcanma — is. Harcanmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ölümlük — is., ğü Bazı kimselerin, öldüklerinde cenazelerinin kaldırılmasına harcanmak için biriktirdikleri para Birleşik Sözler ölümlük dirimlik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örtülü ödenek — is., ği Gizli tutulan işlerde harcanmak için yetkililerin emrine verilen para, tahsisatımesture …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tüketici sayacı — is. Harcanmak üzere tüketim mahalline sevk edilen gazı ölçmekte kullanılan cihaz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vergi — is. 1) Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”