amaçsız

amaçsız
sf.
Amacı olmayan, gayesiz

Amaçsız, kararsız oraya buraya süzülürler.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • boş boş bakmak — amaçsız, anlamsız ve bilinçsizce bakmak Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı. O. Pamuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ot gibi yaşamak — amaçsız, beklentisiz gün geçirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • amaçsızlık — is., ğı Amaçsız olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arşınlamak — i 1) Arşınla ölçmek 2) Amaçsız, geniş adımlarla dolaşmak Şöyle bir arşınladı iskeleyi, sonra cebinden bir düdük çıkarıp öttürdü. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boş boş — zf. Amaçsız, anlamsız Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller boş boş bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sürtünmek — e 1) Geçerken değmek, sürünmek Hasta gene duvarlara sürtünerek kendini alt katın merdivenlerine attı. P. Safa 2) nsz, mec. Başıboş, amaçsız dolaşmak 3) nsz, mec. Kavga etmek için sebep aramak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sürtünüp durmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yönsüz — sf. 1) Yönü olmayan 2) mec. Amaçsız O henüz şekilsiz, yönsüz isteklerinin peşinde başıboş bir hayat sürmektedir. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saka beygiri gibi — 1) bir iş uğruna birçok yere uğrayarak dolaşan (kimse) 2) yalnız vakit geçirmek için amaçsız dolaşan (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ot gibi — 1) bilgisiz, görgüsüz, değersiz olan 2) amaçsız, zevk almadan (yaşamak) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir aşağı bir yukarı — zf. amaçsız olarak gidip gelmeyi anlatan bir söz Karabibik tenha sokakta bir aşağı bir yukarı gezinmekteydi. N. Nâzım …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”