haşlamak

haşlamak
nsz
1) Bir şeyi kaynar suya daldırmak

Sebze haşlamak.

2) -i Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek
3) Suda kaynatarak pişirmek

Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze.

- H. E. Adıvar
4) -i Kaynar sıvı bir şeyi yakmak

Kaynar su ayağımı haşladı.

5) -i Don, kırağı için bitkilere zarar vermek
6) -i Dalamak

Böcek çocuğun bacağını haşlamış.

7) -i Sızı vermek, acı vermek

Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi.

- P. Safa
8) mec. Sertçe paylamak, azarlamak

Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar.

- S. F. Abasıyanık

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • böddürmek — haşlamak, haşlayarak pişirme …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • börtdürmek — haşlamak, hafif pişirmek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • gavruşturma — haşlamak, yakmadan yemeği karıştırmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • börtmek — i, er, hlk. Az pişirmek, haşlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haşlama — is. 1) Haşlamak işi 2) Haşlanarak pişirilen şey Ben incik yerinin haşlamasını severim. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alabanda vermek — argo azarlamak, paylamak, haşlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”