hayal — is., li, Ar. ḫayāl 1) Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi. F. R. Atay 2) Belli belirsiz görülen şey, gölge 3) fiz. Görüntü İnsanın aynadaki hayali … Çağatay Osmanlı Sözlük
heykel — is., Ar. heykel Taş, tunç, bakır, kil, alçı vb. maddelerden yontularak, kalıba dökülerek veya yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen eser, yontu, statü Harabenin ortasında bir Afrodit heykeli bulunduğunu hayal meyal hatırlıyor. R. H. Karay Birleşik … Çağatay Osmanlı Sözlük
tespit etmek — 1) bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirmek, oynamaz duruma getirmek 2) bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde göstermek Hayal meyal seçtiklerini isabetle tespit edemezler. A. Ş. Hisar 3) belirlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük