tespit etmek

tespit etmek
1) bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirmek, oynamaz duruma getirmek
2) bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde göstermek

Hayal meyal seçtiklerini isabetle tespit edemezler.

- A. Ş. Hisar
3) belirlemek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • tespit — is., Ar. teṣbīt 1) Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama 2) Bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde gösterme 3) Belirleme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tespit etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teşhis etmek (veya koymak) — 1) kim ve ne olduğunu anlamak, tanımak, seçmek Acaba kendiniz hakkında siz ne teşhis koymuş ve son olarak ne hüküm vermiştiniz? A. Ş. Hisar 2) elde bulunan verilere, belgelere göre bir durumun sebeplerini, niteliklerini tespit etmek 3) tıp… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaydetmek — i, e, der, Ar. ḳayd + T. etmek 1) Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek 2) Herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara veya adını bir deftere geçirmek Çocuğu okula kaydetmek. Nüfusa kaydetmek. 3) Hatırlamak için yazmak, not …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geçirmek — i 1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak 2) e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi. K. Bilbaşar 3) i, e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek Odanın eşyasını öbür… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taramak — i 1) Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. Y. Kemal 2) Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vermek — i, e, ir 1) Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek Okumadığım zaman tavukların bahçesindeyim, yemlerini ben veririm. Ö. Seyfettin 2) Bırakmak veya bağışlamak Hırsımdan bazılarına bedava verdim, alın götürün,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baraj — is., Fr. barrage 1) Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent Atatürk Barajı. Kurtboğazı Barajı. 2) sp. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • basınçölçer — is., fiz. Hava basıncını ölçerek yer yükseltilerini ve hava değişimlerini tespit etmek için kullanılan alet, barometre …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eleştiricilik — is., ği 1) Eleştiricinin işi, eleştirmenlik, tenkitçilik, münekkitlik 2) İnsan bilgisinin sınırı üzerine felsefe bilinci ve bu bilincin uyanık tutulması, eleştirimcilik, kritisizm 3) fel. Kant ın akıl ve bilginin sınırını ve imkânlarını tespit… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fiyatlandırmak — i Fiyatını belirlemek, fiyat tespit etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”