HAYRET-ENGİZ — f. Hayret veren. Hayret içinde bırakan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYRET-NÜMÂ — f. Hayret gösteren, hayret veren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hayret etmek — şaşmak, şaşırmak, şaşakalmak Bunları oyuncak sanır ve niçin satmadığına hayret ederdi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAYRET-BAHŞ — f. Hayret veren, şaşırtan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYRET-BAHŞÂ — f. Hayret veren, şaşkınlık veren, hayrete düşüren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYRET-FEZÂ — f. Hayret veren, hayreti artıran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hayret — (A.) [ تﺮﻴﺣ ] şaşkınlık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HAYRET — Hiçbir cihete teveccüh edemeyip kalmak. Şaşkınlık. Ne yapacağını bilememek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AHVAL-İ HAYRET-FEZÂ — Hayret verici haller … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CÂY-I HAYRET — Hayret edilecek yer veya şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük