- heybetli
- sf.
1) Görünüşü korku ve saygı uyandıran
Heybetli adam.
2) Büyük, ulu, azametliBiz onların yorgun ve durgun bile olsa düzgün ve heybetli hâllerini görüyorduk.
- A. Ş. Hisar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Heybetli adam.
Biz onların yorgun ve durgun bile olsa düzgün ve heybetli hâllerini görüyorduk.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MEHUB — Heybetli. Azametli. Korkunç. * Arslan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜHÎB — Heybetli. Korkunç. Azametli. * Tehlikeli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
beyazlık — is., ğı 1) Beyaz olma durumu Mezar taşları ay ışığının yarı güne benzeyen sırlı beyazlığı altında heybetli heybetli bakıyorlardı. H. Taner 2) Ağartı … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEHYİB — (C.: Tehyibât) Heybetli gösterme, heybetli gösterilme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
azametli — sf. 1) Ulu, çok büyük 2) Gururlu 3) Görkemli, heybetli 4) Debdebeli 5) Çalımlı, kurumlu Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bent — is., di, esk., Far. bend 1) Bağ, rabıt 2) Kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm 3) Su biriktirmek için akan suyun önüne yapılan set, büğet Bentler, hakikaten Osmanlı medeniyeti eserlerinden örnek verecek heybetli tesislerden imiş. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
heybetlice — sf. Oldukça heybetli … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalıplı — sf. 1) Kalıplanmış olan 2) mec. Düzgün, biçimli Hüseyin Efendi, ütülü pantolonu, kalıplı fesi, yeni kravatı, temiz gömleği ve olgun konuşması ile sahiden efendiydi. Y. Z. Ortaç 3) mec. İri yapılı, heybetli Birleşik Sözler kalıplı kıyafetli … Çağatay Osmanlı Sözlük
mimari — is., Ar. miˁmārī 1) Mimarlık 2) Yapı Marcel Proust un bir Mikel Angelo hummasıyla meydana koyduğu o heybetli roman mimarisi karşısında gene böyle bir fütura kapılarak sindiğimi, ezildiğimi hissetmekteyim. Y. K. Karaosmanoğlu 3) sf. Mimarlıkla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mimarisiz — sf. Planı mimar tarafından yapılmayan (kaba yapı) Bu mimarisiz, çirkin fakat heybetli barbar bina... S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük