- amiyane
- sf., Ar. ˁāmmī + Far. -āne
1) Kibarca olmayan, bayağı
Hem, bu çeşit amiyane işler diplomatın nesine?
- Y. K. Karaosmanoğlu2) SıradanKupkuru bir ad hem de satılmış gibi pek amiyane bir ad.
- H. F. OzansoyAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
âmiyâne — (A. F.) [ ﻪﻥﺎﻴﻡﺎﻋ ] bayağı, avamca … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ÂMİYANE — f. Âdice. Bayağıca. Cahillere yakışır surette … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
amiyane tabirle (veya tabiriyle) — halk ağzı ile, halk deyişiyle … Çağatay Osmanlı Sözlük
FİKR-İ ÂMİYANE — Bayağı fikir, alelâde düşünce … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
amiyanelik — is., ği Amiyane olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bayağı — sf. 1) Aşağılık, pespaye Bütün hareketleri adi, kaba ve bayağı idi. Ö. Seyfettin 2) Basit, adi, sıradan, amiyane, banal Kardeşimi birdenbire çok bayağı buldum. P. Safa 3) zf. Hemen hemen, âdeta Bayağı kanacak gibi oldum. 4) zf. Gerçekten… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınlı — sf. 1) Karnı olan 2) Karnı büyük ve çıkıntılı olan Hani hatırlıyor musun, şişman karınlı, amiyane tavırlı bir adamdan, harp zengini bir Yahudi den bahsetmiştim? H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
perişanlık — is., ğı Perişan olma durumu Lepiska saçlarına amiyane bir perişanlık gelmişti. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller perişanlık vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumuşak — sf., ğı 1) Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı Pamuk yumuşaktır. 2) Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı Yaş dallar yumuşak olur. Yumuşak kumaş. 3) Dokunulduğunda hoş bir duygu… … Çağatay Osmanlı Sözlük