- hitap
- is., -bı, Ar. ḫiṭāb
Sözü birine veya birilerine yöneltme, seslenmeAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hitap etmek — seslenmek, ... e karşı söylemek, söz yöneltmek Kötü konuşuyoruz, bilhassa tanımadıklarımıza hitap ederken tamamıyla kekeliyoruz. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
burjuva edebiyatı — is., ed. Orta sınıf halk kesimine hitap eden edebiyat … Çağatay Osmanlı Sözlük
cancağzım — is. Sevgi ile söylenen bir hitap sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
cızırdama — is. Cızırdamak işi İncelip cızırdamaya başlayan sesiyle onlara hitap etti. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
hitaben — zf., Ar. ḫiṭāben Sözü birine yönelterek, hitap yoluyla … Çağatay Osmanlı Sözlük
için — e. 1) Amacıyla, maksadıyla Ukalalık yapmamak için bütün gayretine rağmen yine de o düşündüğünü yapmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Neden ve sonuç belirten bir söz Hastanın uykuda olduğunu söylemesi sırf vakit kazanmak içindi. R. N. Güntekin 3) dan /… … Çağatay Osmanlı Sözlük
inhina — is., esk., Ar. inḥinā 1) Eğrilme, bükülme 2) mec. Birine baş eğme, yumuşaklık gösterme Ona küçük bir samimiyet kelimesi ile hitap ederken sesimin inhinası bile yeni değildi. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kibar — sf., Ar. kibār 1) Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse) İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum. Y. Z. Ortaç 2) Seçkin, değerli Fazla bolluk da görmemiş bir ailenin kibar eşyaları sessiz bir şekilde âdeta hitap … Çağatay Osmanlı Sözlük
kültürsüz — sf. Kültürü olmayan Kültürsüz bir ifadeydi ama muhakkak maksadını gönle hitap ederek anlatıyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
palaspare — is., esk., Far. pelās + pāre Pasaklı, yırtık giysi Sarhoş sesi, ızgaralı ocağın yakınında duvara sırtını vermiş, palaspareler içinde bir adama hitap ediyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük