- hoşlanmak
- -den
Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek
Bilirsiniz ki ben, politika işlerinden hiç hoşlanmam.
- B. Felek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bilirsiniz ki ben, politika işlerinden hiç hoşlanmam.
- B. FelekÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bötürmek — hoşlanmak … Beypazari ağzindan sözcükler
haz almak — hoşlanmak, keyif almak Bunların hiçbirisinden haz almazdı, bu âlemde bir güzellik olmak lazım gelse bir başka biçimde lazım geleceğini düşünüyordu. H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük
lezzet almak — hoşlanmak Uysal hayatımız daima gönlümün de aklımın da en lezzet aldığı meşgalesi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
haz duymak — hoşlanmak O, ... kullanmaya alışık olduğu bu şartlı eşyasını gördükçe ve elledikçe bir haz duyardı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi ısınmak — hoşlanmak, sevmek Uzun yıllar içim ısınmadı ona. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAZZETMEK — Hoşlanmak, zevk ve lezzet almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hazetmek — hoşlanmak, memnun kalmak … Beypazari ağzindan sözcükler
bayılmak — nsz 1) Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek Akşam vapurda giderken bir kadının bayıldığını gördüm. S. F. Abasıyanık 2) e Çok hoşlanmak, çok sevmek Hatta kıza bayıldığını bile anlasaydı neye yarardı? R. H.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gevşemek — nsz 1) Sertlik ve gerginliği bozulmak Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti. A. Gündüz 2) Çözülmek Boynuna dolanan kolları gevşedi. 3) mec. Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor. A. İlhan 4) argo Sevmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük