- haz duymak
- hoşlanmak
O, ... kullanmaya alışık olduğu bu şartlı eşyasını gördükçe ve elledikçe bir haz duyardı.
- A. Ş. Hisar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
O, ... kullanmaya alışık olduğu bu şartlı eşyasını gördükçe ve elledikçe bir haz duyardı.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
haz — is., zzı, Ar. ḥaẓẓ 1) Hoşa giden duygulanma, hoşlanma, zevk 2) fel. Bir şeyden duyusal veya manevi sevinç duyma 3) müz. Ezgi 4) ruh b. Sürdürülmesi istenen ılımlı ve doygunluk veren coşku Ömrünün en öfkeli veya buhranlı anlarında bile yaşamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEST — Ayakkabı. * Sarhoş. Aklı başında olmayan. Kendinden geçercesine haz duymak mânasında mest olmak şeklinde kullanılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHZAZ — Rahatlandırmak. Haz duymak. Nasipli olmak. Bahtlı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kıvranmak — nsz 1) Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti. P. Safa 2) mec. Acı çekmek, üzülmek Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli… … Çağatay Osmanlı Sözlük