- hudutsuz
- sf.
Sınırsız
Tabiatın böyle aziz tecellileri hudutsuzdur...
- Y. K. Beyatlı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Tabiatın böyle aziz tecellileri hudutsuzdur...
- Y. K. BeyatlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
BAHR-İ BÎKERÂN — Hudutsuz, sınırsız deniz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EB'ÂD-I NÂMAHDUD — Hudutsuz uzaklıklar ve mekânlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FEZÂ-YI ITLÂK — Hudutsuz gökyüzü. Nihayetsiz feza … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GAYR-I MAHDUD — Hudutsuz, uçsuz bucaksız, sonsuz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
birbiri — zm. Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar. N. S. Örik Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller birbiri için yaratılmış olmak birbirine … Çağatay Osmanlı Sözlük
sınırsız — sf. 1) Sınırı olmayan, bir sınırla ayrılmamış olan, hudutsuz 2) mec. Pek çok, sonsuz Bahar geleli kargalar sınırsız bir neşe içinde. A. Haşim Birleşik Sözler sınırsız doğru sınırsız sayı sınırsız sorumluluk sınırsız yetki … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahmul olmak — dolu bulunmak Asıl şair, dilinin bütün imkânlarını, zenginliklerini bilen, hudutsuz bir sevgi, sonsuz bir hırs ve şehvetle mahmul olan kimsedir. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
DIMAR — Cehalet devrinde Arabistanda bir sanem (put) ismi. * Bir daha sâhibinin eline geçmesi ümid edilmeyen zâil olmuş mal. * Sonraya bırakılan vâde. Müddeti hudutsuz borç. * Gizli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FEVKALHAD — (Fevk al had) Huduttan ileride. Sınırsız. Hudutsuz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KANTAR — Ağırlık ölçüsü âleti. * Binikiyüz dinar, onikibin okiyye, yüz okiyye gibi hudutsuz bir vezindir. * Kırk okka … Yeni Lügat Türkçe Sözlük