sınırsız

sınırsız
sf.
1) Sınırı olmayan, bir sınırla ayrılmamış olan, hudutsuz
2) mec. Pek çok, sonsuz

Bahar geleli kargalar sınırsız bir neşe içinde.

- A. Haşim
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • sinirsiz — sf. 1) Siniri olmayan 2) mec. Kolayca sinirlenmeyen, sakin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırsız doğru — is., mat. Başı ve sonu olmayan doğru …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırsız sayı — is., mat. Sonsuz değerli sayı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırsız sorumluluk — is., ğu, huk. Borçlunun borcunu ödememesi durumunda alacaklıya karşı bütün mal varlığıyla sorumlu olması durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırsız yetki — is. Alabildiğine genişletilmiş yetki …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sınırsız sorumluluk — Borçlunun borcunu ödememesi durumunda alacaklıya karşı bütün mal varlığıyla sorumlu olması durumu …   Hukuk Sözlüğü

  • alabildiğine — zf. 1) Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde Bir tarafı alabildiğine deniz, bir tarafı alabildiğine boş çöl. F. R. Atay 2) Olanca hızı ile 3) mec. Aşırı derecede, gereğinden çok …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğru — sf. 1) Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı 2) Gerçek, yalan olmayan Doğru haber. 3) Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur. A. Gündüz 4) is. Gerçek, hakikat Söyleyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doyumsuz — sf. 1) Tatmin olmayan 2) Sonu gelmeyen, sınırsız Erhan ı doyumsuz bir sevgi ile kucakladılar. E. İ. Benice 3) Bıkılmayan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • engin — 1. sf., hlk. 1) Değer ve fiyatı düşük olan Engin mal. 2) Yüksekte olmayan, alçak (yer), ingin, münhat Engin olur bizim elin ovası / Yüksek olur yaylaların havası. Halk türküsü Birleşik Sözler engin gönüllü 2. sf. 1) Ucu bucağı görünmeyecek kadar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”