- hüzünlenmek
- nsz
Hüzünlü duruma gelmek, hüzün duymak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hüzne kapılmak — hüzünlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulutlanmak — nsz 1) Bulutlarla kaplanmak Gökler bulutlanıyor rüzgâr serinliyordu / Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince. F. N. Çamlıbel 2) mec. Kederlenmek, hüzünlenmek Acaba Saffet in vaktiyle nişanlısı olduğunu söylese Mazlume ile başlayan bu billur gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüzünlenme — is. Hüzünlenmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir hoş olmak — 1) şaşırmak 2) hüzünlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüzün çökmek — (içine bir) hüzünlenmek İçinde henüz bir cenaze çıkmış evi andıran Hollanda Hariciye Nezaretini terk ederken yüreğime bir hüzün çökmüştü. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
içine hüzün çökmek — kederlenmek, hüzünlenmek Eski bayramlar gibi olmuyor, hüzün çöküyor içimize … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünü (veya gözlerini) duman bürümek — 1) hayale dalmak, dalgınlaşmak Gözlerini de bir duman bürüyor, başını yana çevirerek uzaklara bakıyordu. R. N. Güntekin 2) hüzünlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahzun — (A.) [ نوﺰﺤﻡ ] hüzünlü. ♦ mahzun etmek hüzünlendirmek. ♦ mahzun olmak hüzünlenmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
DACİR — Gamkin ve gönlü dar kimse. * Bağırgan dişi deve. * Kederlenmek, hüzünlenmek muztarib olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAHAZZÜN — Kederlenmek, hüzünlenmek. Birine acımak. Mükedder olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük