- içtenlikle
- zf.
Her türlü çıkar düşüncesinden uzak olarak, temiz yürekle, içten bir biçimde, samimiyetle, halisane
İlkin fark ettirmeden ama sonra içtenlikle ilk siperlerinden uzaklaşırdı.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İlkin fark ettirmeden ama sonra içtenlikle ilk siperlerinden uzaklaşırdı.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
açık açık — zf. 1) Saklamaksızın Açık açık anlattı. 2) Bütün ayrıntılarıyla 3) İçtenlikle … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkadaşça — zf. 1) Arkadaş olarak 2) İçtenlikle, dostça … Çağatay Osmanlı Sözlük
can sohbeti — is. İçtenlikle konuşan çok yakın dostlar bir arada söyleşip dertleşme Pazar akşamı bizim can sohbetine sizi de bekleyeceğiz. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
candan — sf. 1) İçten, yürekten, gönülden, samimi 2) zf. İçtenlikle, istekle, ilgiyle Onlar da ilk defa candan alkışlamanın o güzel tadını tadıyorlardı. T. Buğra Birleşik Sözler candan yürekten … Çağatay Osmanlı Sözlük
candan yürekten — zf. İçtenlikle … Çağatay Osmanlı Sözlük
canıgönülden — zf. İçtenlikle, çok isteyerek, canıyürekten Ev halkı da şu kızın bir an evvel başının bağlanmasını canıgönülden istedikleri hâlde, yine de kumarbaz Hayri ye kız vermezler. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
halisane — zf., Ar. ḫāliṣ + Far. āne İçtenlikle Derhâl anladım ki bu işte bana halisane tarafgirlik edecektir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kardeşçe — sf. 1) Kardeşe yaraşır 2) zf. Kardeşe yaraşır biçimde, dostça, içtenlikle … Çağatay Osmanlı Sözlük
öznel — sf. Özneye ilişkin olan, öznede oluşan, nesnelerin gerçeğine değil, bireyin düşünce ve duygularına dayanan, enfüsi, subjektif, nesnel karşıtı Bence bunu düşünelim ve ortaya çıkacak öznel davranışımızı içtenlikle dile getirelim. M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük
samimiyetle — zf. İçtenlikle Prens bizi büyük bir samimiyetle karşıladı. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük