- canıgönülden
- zf.
İçtenlikle, çok isteyerek, canıyürekten
Ev halkı da şu kızın bir an evvel başının bağlanmasını canıgönülden istedikleri hâlde, yine de kumarbaz Hayri'ye kız vermezler.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ev halkı da şu kızın bir an evvel başının bağlanmasını canıgönülden istedikleri hâlde, yine de kumarbaz Hayri'ye kız vermezler.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
budalacasına — zf. Budalaca Başkalarının başarısına, şansına benim kadar canıgönülden, benim kadar budalacasına sevinen başka birini kolay kolay gösteremeyeceklerdir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
canıyürekten — zf. Canıgönülden İki köy halkı ihtiyar, genç, her sabah bu duaları canıyürekten tekrarlıyorlar, sanki Ali yi derin bir uykudan uyandırıyorlar. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül — is., nlü 1) Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi. O. S. Orhon 2) mec. İstek, arzu Okumaya gönlün var mı? Birleşik Sözler gönül avcısı gönül … Çağatay Osmanlı Sözlük