gıpta etmek — imrenmek Hayatı bu kadar basit ve formüllü gören samimi insanların bu zihniyetlerine gıpta ettim. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı sulanmak — imrenmek Oruç keyfiyle Sait in ağzı sulandı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
imrenme — is. İmrenmek işi, gıpta Bütün bu saf sözleri, bir kısmı gerçek bir imrenme ile, bir kısmı içten gelen bir alayla dinliyordu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıskanmak — i, den 1) Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım. Âşık Ali İzzet Özkan 2) i Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıptasını çekmek — gıptayla bakmak, imrenmek, özenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzının suyu akmak — çok beğenip istemek, imrenmek Bu ziyafete elimiz erişmiyor, uzaktan ağzımın suyu akıyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük