kıskanmak

kıskanmak
-i, -den
1) Sevgide veya kendisiyle ilişkili şeylerde bir başkasının ortaklığına, üstün durumda görünmesine dayanamamak

Mühür gözlüm seni elden / Sakınırım, kıskanırım.

- Âşık Ali İzzet Özkan
2) -i Herhangi bir bakımdan kendinden üstün gördüğü birinin bu üstünlüğünden acı duymak, günülemek, haset etmek
3) Esirgemek, çok görmek

Benden bir dilim ekmeği kıskanırdı.

4) -i Bir şeye, en küçük saygısızlık gösterilmesine bile dayanamamak

Her Türk, yurdunu kıskanır.

5) mec. Yerinde olmayı istemek, imrenmek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • gözünden kıskanmak — üzerine titremek, kollayıp gözetmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıskançlık etmek — kıskanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • günülemek — kıskanmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • karın almamak — kıskanmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • haset etmek — kıskanmak, çekememek, günülemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kızğanmak — kıskanmak, hiddet etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısganmak — kıskanmak; pintilik etmek, kısmırlanmak II, 250bkz: kısırkanmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • REKABET — Kıskanmak. * Hıfzetmek. * Gözetmek. * Terakkub üzere olmak, başkalarından ileri geçmeğe çalışmak, benzerleriyle üstünlük yarışına çıkmak. * Kendi işini yürütmeğe çalışmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • çekememek — i 1) Çekme işini yapamamak 2) mec. Katlanamamak Ben onun hırçınlığını artık çekemem. 3) mec. Kıskanmak Belli bir şey ki bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”