İNORGANİK — Fr. Mâden cinsinden olan, cansız maddelerden bulunan. Organik olmayan. Hayvan ve insan gibi vücud yapısına ait olmayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
inorganik kimya — is., kim. Canlıların dışında, yer kabuğunu oluşturan, bütün kimyasal maddeleri inceleyen kimya dalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
inorganik öge — is., kim. Besinlere koruyucu olarak eklenen bazı asit türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
mineral — is., li, jeol., Fr. minéral 1) Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım maddelerle karışık veya birleşik olarak bulunan veya kimyasal yollarla elde edilen inorganik madde 2) sf. İçinde inorganik maddeler bulunan Mineral maddeler. Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
anorganik — sf., ği, kim., Fr. anorganique İnorganik … Çağatay Osmanlı Sözlük
çirişlenme — is. 1) Çirişlenmek işi veya durumu 2) Nişastanın ve bazı inorganik tuzların etkisi ile yapısının bozulması, su alarak şişmesi, kristal özelliğini kaybetmesi ve viskozite ve enzimlere karşı hassasiyetinin artması … Çağatay Osmanlı Sözlük
kimya — is., Ar. kīmyāˀ 1) Maddelerin temel yapılarını, birleşimlerini, dönüşümlerini, çözümleme, birleşim ve üretim yöntemlerini inceleyen bilim 2) mec. Üstün özellikler taşıyan çok değerli şey Emniyetlerini kazanmak için bu esrar bir kimya gibi gizli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öge — is. 1) Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman 2) Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, ilke, unsur 3) dbl. Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç vb. birimlerden her biri 4) man. Bir sınıf veya bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öz beslenme — is., biy. Besinini bağımsız olarak sağlama, inorganik azot, azotlu maddeler ve karbonhidratların sentezini yapabilme, ototrofi … Çağatay Osmanlı Sözlük
özbeslenen — sf., biy. Besinini bağımsız olarak sağlayan, inorganik azot, azotlu madde ve CO2 den protein ve karbonhidratların sentezini yapabilen (bitki), kendi beslek, ototrof … Çağatay Osmanlı Sözlük