intikâl — (A.) [ لﺎﻘﺘﻥا ] 1. göçme, taşınma. 2. kavrama. 3. miras geçmesi. ♦ intikal etmek geçmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
intikal etmek — 1) yer değiştirmek Sonra bahis yine sempati meselesine intikal etti. H. C. Yalçın 2) anlamak, kavramak 3) miras olarak babadan çocuğa kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İNTİKAL — Bir yerden bir yere nakletmek. Tebdil i mekân etmek. * Göçmek, geçmek. * Sirâyet. Bulaşmak. * Bir şeyin miras olarak kalması. * Bir mes eleden diğer bir hususu veya neticeyi anlamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
intikal — geçme; geçirim; nakil; birinden diğerine geçme; yer değiştirme; el değiştirme bir mal üzerindeki tasarruf hakkının kanun ile belli kimselere geçmesi … Hukuk Sözlüğü
SÜR'AT-İ İNTİKAL — Çabuk anlayıp intikal etme. Kavrama çabukluğu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
veraset ve intikal vergisi — is., huk. Ölenin vârislerine kalan mal ve paradan alınan vergi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ebediyete intikal etmek — ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
FERAG Ü İNTİKAL — Alım satımda tapu muâmeleleri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SERİ-ÜL İNTİKAL — Çabuk anlayan, çok zeki … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ashab-ı intikal — verasetin geçişinde hak sahipleri … Hukuk Sözlüğü