Turkish literature — A page from the Dîvân ı Fuzûlî, the collected poems of the 16th century Ottoman poet Fuzûlî … Wikipedia
yağmak — nsz, ar 1) Yağmur, kar, dolu gökten düşmek Her zaman yılbaşı gecesi kar yağardı. S. F. Abasıyanık 2) Toz, mermi vb. yüksekten çokça düşmek Üstümüze kurşun yağıyordu. 3) mec. Üst üste ve çok gelmek Sende bu istidat varken, pencerelerden başına çil … Çağatay Osmanlı Sözlük
ADALET — Zulüm etmemek. Herkese hakkını vermek ve lâyık olduğu muâmeleyi yapmak. Mahkeme. Hak kanunlarına uygunluk. Haksızları terbiye etmek. İnsaf. Mâdelet. Dâd. Cenab ı Hakk ın emrini emrettiği şekilde tatbik etmek. Suçluya Allah ın emrini icra… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BÂZU — f. Kolun omuz ile dirsek arasında kalan kısmı, pazu. Adud. * Mc: Güç, kuvvet ve istidat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BİLKUVVE — Fiil mertebesine varmadan. Tasavvurda, tasavvurî olarak. Düşünce halinde. Kabiliyet ve istidat ile … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KABİLİYET — Dıştan gelen te sirleri alabilme gücü. * İstidat, anlayış, kabul edebilirlilik. Kabul edici yüksek bir kuvvete mâlik olmak, olabilirlilik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
REHBER — f. Yol gösteren, kılavuz. (Bak: Mürşid)(...Hem Rabb ül Âlemîn, meyve i âlem olan insana âlemi içine alacak bir vüs at ı istidat verdiğinden ve bir ubudiyet i külliyeye müheyya ettiğinden ve hissiyatça kesrete ve dünyaya mübtelâ olduğundan; bir… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TA'LİM-İ ESMÂ — İsimleri öğretmek. * Cenab ı Hak tarafından Hz. Âdem e (A.S.) Esmâ i hüsnânın öğretilmesi.(Hazret i Âdem in melâikelere karşı kabiliyyet i hilâfet için bir mu cizesi olan tâlim i esmâdır ki, bir hâdise i cüz iyyedir. Şöyle bir düstur u küllînin… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İRFAN — Bilmek, anlayış, tecrübe ve zekâdan ileri gelen zihnî kemal. * İkrar. * Mücazat. * Fık: Esrar ı İlâhiyeye, iman ve Kur an hakikatlarına vukufiyet. (İlim ile irfan ve ma rifet arasında fark vardır: İlim, vech i küllî ile, yani her vechesiyle… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük