yağmak

yağmak
nsz, -ar
1) Yağmur, kar, dolu gökten düşmek

Her zaman yılbaşı gecesi kar yağardı.

- S. F. Abasıyanık
2) Toz, mermi vb. yüksekten çokça düşmek

Üstümüze kurşun yağıyordu.

3) mec. Üst üste ve çok gelmek

Sende bu istidat varken, pencerelerden başına çil kuruş yağar, biz de ekmek parası ediniriz.

- H. E. Adıvar
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • yagmak — yağmak, I, 139, 376, 457, 494; I I,122; III, 60, 61 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • yağmak — nazl olmak, yokarıdan düşmek, yağmur, kar, dolu dökülmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • siyem siyem yağmak — yağmur, kar ince ince yağmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bardaktan boşanırcasına yağmak — yağmur çok şiddetli yağmak Sabahleyin yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dolu yağmak — dolu yere düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • güvendiği dağlara kar yağmak (veya güvendiği dal elinde kalmak) — yardım ve yarar beklediği kimse, yer veya şeyden iyilik gelmemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırağı düşmek (veya yağmak) — kırağı oluşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yağmur yağmak — yağmur yere düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kar yağmak — kar yere düşmek Ben kışın kar yağarken bile kova kova soğuk su dökünürüm. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sakalına kar yağmak — sakalı aklaşmaya başlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”