- acınma
- is.
Acınmak işi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
açınma — is. Açınmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
acınılmak — e Acınma işine konu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
acınış — is. Acınma işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
açınım — is. 1) Açınma işi, inkişaf 2) mat. Bir cismin yüzeylerinin açılıp bir düzlem üzerine yayılması, inkişaf … Çağatay Osmanlı Sözlük
esef — is., esk., Ar. esef 1) Üzüntü, kaygı, tasa Ötekilerin yüzünde, onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı. T. Buğra 2) Acınma, üzülme 3) Yerinme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller esef etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eyvah — ünl., Far. eyvāh Beklenmedik, kötü, hoşa gitmeyen bir haber veya olay karşısında duyulan acınma, üzülme sözü Eyvah, ne yer ne yâr kaldı! A. H. Tarhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayıf — is., yfı, esk., Ar. ḥayf 1) Haksızlık, insafsızlık 2) Acınma, üzülme 3) ünl. Vah, heyhat, yazık anlamlarında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
teessüf — is., Ar. teˀessuf Acınma, yazıklanma, yerinme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller teessüf ederim! teessüf etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazık — is., ğı 1) Herkesi üzebilecek şey, günah 2) ünl. Acınma, üzüntü anlatan bir söz Yazık! Bu iş böyle mi olacaktı? 3) ünl. Kınama anlatan bir söz Yazık sana! Böyle mi yapacaktın? Birleşik Sözler yazık günah Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
hey gidi (hey) — çeşitli duyguları pekiştiren veya özlem ve acınma bildiren bir söz Hey gidi gençlik hey! Unutulmaz günlerdi onlar, Yenikapı ya, meyhanelere indik mi şöyle bir. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük