- işlemek
- -i
1) Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek2) nsz İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak
Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar, şüphesiz, sanatının âşığıydı.
- M. Ş. Esendal3) -e İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmekO uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti.
- Y. K. Karaosmanoğlu4) nsz İyi çalışmak, müşterisi bol olmak5) Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak6) Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek7) Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmekAli Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti.
- R. N. Güntekin8) -den İşlek, etkin durumda olmakLütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi.
- S. F. Abasıyanık9) nsz Çıban, olgunlaşma yolunda olmak10) nsz Yara, kapanmamak11) nsz Gidip gelmekŞimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi.
- S. M. Alus12) Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmakTayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum.
- E. Bener13) Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmekAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.