- işveli
- sf.
Nazlı, cilveli, edalı, şivekâr
Utangaç ve arzulu, tedirgin ve işveli, yorganı hızla açarak kaydı altına.
- Ç. Altan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Utangaç ve arzulu, tedirgin ve işveli, yorganı hızla açarak kaydı altına.
- Ç. AltanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dişi — sf., anat. 1) Yumurta oluşturan veya yavru doğuran (birey) 2) Erkeği tarafından döllenecek biçimde oluşmuş (hayvan veya bitki) Dişi kedi. 3) is. Kadın 4) Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden girintili olan Dişi klişe. Dişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
edalı — sf. 1) Herhangi bir biçim ve görünüşlü olan 2) Tavırları hoş olan, nazlı, işveli Edalı bir kadın … Çağatay Osmanlı Sözlük
fındıkkıran — is. 1) Fındık ve buna benzer kabuklu yemişlerin kabuğunu kırmaya yarayan araç 2) mec. İşveli, şuh, baştan çıkarıcı kadın … Çağatay Osmanlı Sözlük
nazlı — sf. 1) Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen, işveli, edalı Nazlı mı nazlı, süzüm süzüm süzülen bir kız çocuğuydu. T. Buğra 2) Üstüne titrenilen, değer verilen Ben çocukluğumdan beri gayet nazlı büyüdüm. P. Safa 3) Özen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
subret — is., tiy., Fr. soubrette Komedilerde hafifmeşrep genç kadın veya işveli hizmetçi rollerine çıkan kadın oyuncu … Çağatay Osmanlı Sözlük
şivekâr — sf., esk., Far. şīvekār İşveli … Çağatay Osmanlı Sözlük
yelli — sf. 1) Yeli çok olan, rüzgârlı Yelli bir tepe. 2) Çok yellenen 3) mec. İşveli, fıkırdak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerdan kırmak — 1) naz ile boynu başla birlikte iki yana oynatarak kırıtmak Avrupa tiyatrosunda işveli gerdan kırışları, meşhur kantolarıyla, ortalığı kırıp geçirdiği zamanlar! A. İlhan 2) mec. boynu, başı geriye oynatarak büyüklük taslar bir durum almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalığı kırıp geçirmek — 1) herkesi heyecana sürüklemek Avrupa tiyatrosunda işveli gerdan kırışları, meşhur kantolarıyla, ortalığı kırıp geçirdiği zamanlar! A. İlhan 2) çok kızarak çevresindekilere bağırıp çağırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fettan — (A.) [ نﺎﺘﻓ ] 1. işveli, oynak, cilveli. 2. fitne koparan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü