- kaldıran
- is., anat.
Bazı organları yukarıya doğru kımıldatan kas
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
SER-EFRAZ — f. Başını yükselten, yukarı kaldıran. * Benzerlerinden üstün olan. * Baş kaldıran. * Başı dik, alnı açık. * Haklı ve galib … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağrı kesici — sf., tıp Ağrı duyusunu ortadan kaldıran, dindiren (ilaç vb.), analjezik … Çağatay Osmanlı Sözlük
buldozer — is., Fr. bulldozer Önündeki geniş bıçakla toprağı sıyırıp kaldıran, tekerlekli veya paletli bir yol makinesi, yoldüzler Yıkma makineleri, buldozerler durmadan bir yerler kazmakta. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
denge — is. 1) Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans 2) Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar Ruhsal denge. 3) Siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması 4) Ekonomik hayatın uyumlu düzeni 5) fiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gümrük birliği — is., ekon. Belli ülkeler arasında gümrük vergilerini kaldıran, üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulamalarını öngören ekonomik bütünleşme … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağaltıcı — is. 1) Sağaltma işini yapan kimse veya şey 2) Asalağı, doğrudan doğruya konakçı üzerinde ortadan kaldıran ilaç veya işlem … Çağatay Osmanlı Sözlük
traksiyon — is., tıp, Fr. traction 1) Çekim 2) Kırık kol veya bacağı yataktan yukarıya doğru kaldıran araç Sol kolum alçıda. Sağ bacağım traksiyonla yukarı çekildi. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
vücut yapmak — kas geliştirici hareket ve sporlarda bedeni güçlü duruma getirmek Erkek sporları tarihe karışıyor, halter kaldıran, vücut yapan kadın atletler gündelik manzaralar arasında... A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ALEMEFRAZ — Bayrak kaldıran, bayrak çeken … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BAR-BERDAR — f. Sabırlı, tahammüllü. * Yük kaldıran. * Hamal … Yeni Lügat Türkçe Sözlük