- kalkışma
- is.
1) Kalkışmak işi2) İsyan, ayaklanma, kıyam
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
donkişotluk — is., ğu Gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
itişme — is. İtişmek işi Bir itişme, bir kalkışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalkışılmak — nsz Kalkışma işine konu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyam — is., din b., Ar. ḳiyām 1) İslam inancına göre, ölümden sonra yeniden dirilip ayağa kalkma 2) din b. Namazda ayakta durma 3) esk. Ayağa kalkma, ayakta durma 4) esk. Bir işe girişme, kalkışma, teşebbüs etme 5) esk. Ayaklanma, başkaldırma, karşı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
suikast — is., Ar. sūˀ + ḳaṣd 1) Gizlice cana kıyma ve kötülük etmeye kalkışma Bir nefes alayım derken iğrenç bir suikasta uğradım. S. F. Abasıyanık 2) Bir devlet büyüğünü veya önemli bir kişiyi plan kurarak öldürme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEHZAT — Hareket, davranma, kalkışma. Yola çıkma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEMEHDİ — Mehdilik dâvasında bulunma, mehdilik dâvasına kalkışma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENEBBÜ' — (Nübüvvet. den) Peygamberlik iddiasına kalkışma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENEBBİ — (Nübüvvet. den) Peygamberlik iddiasına kalkışma, peygamberlik dâvasında bulunma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük