- anlayabilmek
- -i
Anlama imkânı veya olasılığı bulunmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
adımsayar — is., coğ. Yürüme sırasında gerçek sonuçlara varabilmek için geçilen yerin uzunluğunu anlayabilmek amacıyla ayağa takılan alet, pedometre … Çağatay Osmanlı Sözlük
anlayabilme — is. Anlayabilmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilmek — nsz, ir 1) Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır. H. Taner 2) i Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak Yani kısacası … Çağatay Osmanlı Sözlük
keşif — is., şfi, Ar. keşf 1) Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma Meselenin künhü bir türlü keşif ve halledilemiyor. R. H. Karay 2) Var olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması Amerika nın keşfi. 3) Gizli olan bir şey hakkında geniş bilgi edinme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
okkalamak — i 1) Bir şeyin ağırlığını yaklaşık olarak anlayabilmek için elle yoklamak 2) mec. Gereğinden çok övmek veya ilgi göstermek, koltuklamak, pohpohlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklı ermek — 1) anlayabilmek Kuştur, aklı ermez; ne söylerse onu tekrar eder. R. H. Karay 2) akılca olgunlaşmak Aklı her şeye eriyor, eli her işe yatıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİBHAS — Bir şeyin doğruluk ve hakkâniyetini anlayabilmek için, iyice araştırıp tahkik etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
keşif — Bir olay veya durumun oluş sebeplerini anlayabilmek için yerinde inceleme yapma … Hukuk Sözlüğü