- bilmek
- nsz, -ir
1) Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak
Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır.
- H. Taner2) -i Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmakYani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz.
- B. Felek3) Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek4) Tanımak, hatırlamakKadıncığım aç. Ben geldim. Bilemedin mi?
- H. R. Gürpınar5) Sanmak, varsaymak, farz etmekBir hastanın hastalığına gereken önemi vermesi, doktorun ancak kendini o hasta ile birlikte hasta bilmesi ile sağlanabilir.
- R. H. Karay6) -i Sorumlu tutmakBen arkadaşını bilmem, seni bilirim.
7) İnanmakBilirim yaşamaz güneşte / Bilirim yaşamaz yan yana aşkla / Ne haksızlık / Ne korku.
- N. Cumalı8) -i İşine gelmek, uygun bulmakMal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?
9) -a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluştururAnlayabilmek. Gidebilmek. Kapayabilmek. Yazabilmek.
10) -i SaymakTeşekkürü borç bilirim.
Birleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.