- kanlanmak
- nsz
1) Kan bulaşmak
Sargı kanlandı.
2) Kanı çoğalmak3) Bir organda kan birikmekKanlanan gözlerinden sıcak yaşlar akıyor, heyecan ve yorgunluğundan nefesi tıkanıyordu.
- Ö. Seyfettin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sargı kanlandı.
Kanlanan gözlerinden sıcak yaşlar akıyor, heyecan ve yorgunluğundan nefesi tıkanıyordu.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
biti kanlanmak — sıkıntı içinde yaşayan bir kişi para ve varlık yönünden güçlenmek Fakat geçim durumunu az çok düzene sokmuş ve biti kanlanmışlar için rütbe ve şeref, paranın da üstündedir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
benzine kan gelmek (veya benzi kanlanmak) — sağlıklı duruma gelmek, canlanmak Yirmi dört saat evvel Allah tan ziyade Abdülhamit ten korkan kâtiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözleri kan çanağına dönmek (veya kanlanmak) — 1) uykusuzluk, yorgunluk, ağlama vb. sebeplerle gözleri çok kızarmak Kerem in kusacağı geliyordu. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Y. Kemal 2) sinirden, öfkeden, hiddetten gözleri irileşmek ve kızarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kürsemek — kanlanmak, etlenmek; hamur gibi şeyler kap içine konduktan sonra mayalan ıp taşmak. II I, 421bkz: kürsmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kürsmek — kanlanmak, etlenmek; hamur gibi şeyler kap içine konduktan sonra mayalan ıp taşmak III, 420, 421bkz: kürsemek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bit — is., hay. b. Yarım kanatlılar alt takımına giren, insan ve memeli hayvanların vücudunda asalak olarak yaşayan böcek, kehle (Pediculus) Baş biti. Vücut biti. Tavuk biti. Ağaç biti. Çiçek biti. Birleşik Sözler bit otu bitpazarı bit yeniği kabuklu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanlanma — is. Kanlanmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük