- karakabarcık
- is., -ğı, tıp
Şarbon
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kabarcık — is., ğı 1) İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik Bardağın içindeki maden suyu kabarcıklarının pıtır pıtır söndüğü bile duyuluyordu. H. Taner 2) Vücutta oluşan sivilce gibi küçük şişkinlik 3) Kabartı Köy, dağın ortasında, toprak kabarcıkları … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara — 1. is. 1) En koyu renk, siyah, ak, beyaz karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Kara gözlüm efkârlanma gül gayri / İbibikler öter ötmez ordayım. B. S. Erdoğan 3) Esmer 4) sf., mec. Kötü, uğursuz, sıkıntılı 5) mec. Yüz kızartıcı durum, leke 6) mec. İftira… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şarbon — is., tıp, Fr. charbon Çeşitli hayvanlarda, özellikle koyun ve sığırlarda görülen, deri veya mukoza yoluyla insana bulaşan, bulaştığı yerde kara bir çıban yapan tehlikeli hastalık, karakabarcık, karayanık, yanıkara … Çağatay Osmanlı Sözlük