KARAR — Değişmez hâle gelmek. * Sabit ve sakin olmak. * Ne az ne çok olan tam ölçü. Ölçülülük. * Gitmeyip kalmak. * Oturaklı yer. Sâkin olacak yer. * Anlaşılan ve sabit hâle gelen son karar sözü. * Mahkemece verilen son söz ve neticeye bağlama. *… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karar altına almak — karar vermek, kararlaştırmak Dün akşam size tesadüf ettiğimde bunu karar altına almıştık. H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük
KARAR-I SERİ — Acele karar, seri karar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karar kılmak — birçok şeyi deneyip birini seçmek Tekrar masa başına dönmekten zevkli bir iş bulamayacağımda karar kıldım. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
karar vermek — bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak Hatta telefon bile etmemeye karar vermişti. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
KARAR-I KAT'Î — Dâvâyı neticelendiren kesin karar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
karar — m IV, D. u, Ms. karararze; lm M. y przestarz. «marmur kararyjski; karara» … Słownik języka polskiego
karar — (A.) [ راﺮﻗ ] 1. durma. 2. devamlılık. 3. yeterli ölçü … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
karar — Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm … Hukuk Sözlüğü
karar almak — bir davayı, bir sorunu sonuca bağlamak Artık ayrılmayalım diye kararlar alıyor fakat bir türlü tatbike geçemiyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük