- kargaşalık
- is., -ğı
Kargaşa durumu, alavere
Bütün bu kargaşalık, bu gürültü içinde çalgıcılar çalıyorlar.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bütün bu kargaşalık, bu gürültü içinde çalgıcılar çalıyorlar.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
BEVKA' — Kargaşalık, karışıklık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FEVZÂ — Kargaşalık. Anarşi. * Karışmış, muhtelit … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alavere — is. 1) Bir şeyin elden ele geçmesi 2) Bir şeyi elden ele vererek aktarma Karpuzları alavere ile mavnadan sergiye taşıdılar. 3) Kargaşalık 4) den. Vapurlarda bu biçimde taşıma işi için bordalarda kurulan basamaklı iskele Birleşik Sözler alavere… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fesat — is., dı, Ar. fesād 1) Bozukluk Mide fesadı. Ahlak fesadı. 2) Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler. S. Birsel 3) Hile 4) sf. Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse) Sen de … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitilci — is. 1) Fitil yapan veya satan kimse 2) mec. Kargaşalık çıkaran kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifsat — is., dı, esk., Ar. ifsād 1) Düzeni bozma, karışıklık çıkarma 2) Kargaşalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtilal — is., li, Ar. iḫtilāl 1) Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim Fransız ihtilali. 2) Kargaşalık, düzensizlik,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasvir — is., Ar. taṣvīr 1) Betimleme Bu, Salihli sokaklarında tasvire sığmaz bir kargaşalık ve vaveyla idi. M. Ş. Esendal 2) ed. Betim 3) hlk. Resim Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tasvir etmek tasvir gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurtut — is. 1) Silahla yaratılan kargaşalık O vurtut içinde o da gitti. 2) zf. Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek Vurtut, bir milyon liraya aldım … Çağatay Osmanlı Sözlük
patırtı kopmak — kavga çıkmak, kargaşalık olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük