karışım

karışım
is.
1) Birden çok şeyin karıştırılmasıyla elde edilen veya ortaya çıkan şey
2) kim. İki veya daha çok maddenin kimyasal tepkimeye girmeden bir araya gelmesi, mahlut

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • halita — karışım …   Hukuk Sözlüğü

  • — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahar — is., esk., Far. āhār Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahlat — 1. is., bit. b. 1) Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster) 2) bit. b. Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi 3) argo Kaba adam, yol iz bilmez… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • altın suyu — is., kim. Bir kısım konsantre nitrik asit ile üç veya dört kısım konsantre hidroklorik asitten oluşmuş, özellikle platin ve altın vb. metalleri çözmekte kullanılan bir karışım …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • asfalt — is., Fr. asphalte 1) Siyah renkte şekilsiz bir cins bitüm 2) Ana maddesi katran olan ve yolların kaplanmasında kullanılan karışım Yazın tozdan, kışın çamurdan geçilmeyen yollar asfalt oluverdi. H. Taner 3) sf. Bu karışımla kaplanmış Otomobile… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bizmut — is., kim., Fr. bismuth 1) Atom numarası 83, atom ağırlığı 209, yoğunluğu 9,8 olan, 271,3 °C de eriyen, kızılımsı beyaz renkli, kırılgan ve katı bir element (simgesi Bi) 2) Bu elementten yapılan ve ilaç olarak kullanılan karışım Midesi ekşiyen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • demirli — sf. 1) İçinde metal veya karışım durumunda demir bulunan Demirli sular. Demirli ilaçlar. 2) Demir parmaklık veya demir bir parça takılmış olan Önüne bakmadığı için ucu demirli kunduraları köprü dubalarının çivilerine takılıp tökezliyor. B. Felek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • harç — is., cı, Ar. ḫarc 1) Harcanan para, masraf 2) ekon. Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para Tapu harcı. Mahkeme harcı. 3) Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı 4) mim. Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü sağlamlaştırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hazır beton — is. Yapı işlerinde kullanılmak üzere beton santrallerinde hazırlandıktan sonra karmaçlarla taşınan karışım …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”