karşılık

karşılık
is., -ğı
1) Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele

Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu.

- H. R. Gürpınar
2) Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz
3) Cevap, yanıt
4) Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel

Bir buçuk aylığının karşılığı olan üç yüz lira hatırı sayılır bir para idi.

- R. H. Karay
5) Bir iş için ayrılmış para, ödenek, tahsisat
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • karşılık vermek — 1) küçük büyüğüne karşı gelmek 2) cevap vermek, yanıt vermek Haşarı oğlan bu ağzı bozuk kadına şöyle karşılık veriyordu. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pir aşkına — karşılık gözetmeden veya karşılık görmeden tam inançla, gerçek bir sevgi ile anlamında kullanılan bir söz İki ay pir aşkına çalıştık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • TA'VİZEN — Karşılık olarak, karşılık alınmak suretiyle. Gelecekte gelirinden kesilmek şartıyla …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • tekabül etmek — karşılık olmak, karşılamak, bir şeyin yerini tutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir — karşılık beklemeden iyilik yap anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mukabelede bulunmak — karşılık vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ogur — karşılık, ivaz I, 53 bir işte imkân ve fırsat I, 53 uğur, bereket, devlet I, 53 vakit, zaman I, 33, 53, 136, 273, 294; II, 68, 321, 322, 362; II I, 55 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • ogurluk — karşılık, ivaz olan, I, 114 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • yanut — karşılık, bedel, ıvaz, cevap III, 8, 28 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • CEVABEN — Karşılık ve cevap olarak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”