- kasvetli
- sf.
İç sıkıcı, sıkıntılı
Eski mahalle çok kasvetli, loş bir mahalle idi.
- O. C. Kaygılı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Eski mahalle çok kasvetli, loş bir mahalle idi.
- O. C. KaygılıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
daraş — sf. Dar, kasvetli (yer) O oda hem daraş hem nezaretsiz hem de lodosa karşı... S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıntılı — sf. 1) Sıkıntısı olan Ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı vaziyete düştüm. R. N. Güntekin 2) Sıkıntı veren, çileli, kasvetli, meşakkatli, mukassi Son birkaç yılındaki oldukça sıkıntılı durumu bir yana bırakılacak olursa maddi bakımdan rahat,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
medet ummak (veya beklemek) — yardım beklemek Emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUKASSÎ — (Kasvet. den) Kasvet verici. Sıkıntılı, kasvetli. Sıkıcı, dar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük