bunlu — sıkıntılı … Beypazari ağzindan sözcükler
geniş bir nefes almak — sıkıntılı bir durumdan kurtulmak, ferahlığa kavuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mihnet çekmek — sıkıntılı bir duruma katlanmak, sıkıntı çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırat köprüsünden geçmek — sıkıntılı, eziyetli durumlardan zarar görmeden kurtulmak Biz bu sevgiyi oluştururken, gerçekte bilinçli ya da bilinçsiz ne sırat köprülerinden geçtik. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
çile çıkarmak (veya doldurmak) — sıkıntılı bir işin veya bir durumun sona ermesini beklemek Yirmi beş senedir Beykoz daki o tekke gibi evde çile dolduruyorum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nezaket kesbetmek — sıkıntılı, nazik, kritik bir durum almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tünelin sonunda ışık görünmek — sıkıntılı durumdan kurtulmak için çare belirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünya varmış — sıkıntılı bir durumdan kurtulan kimsenin söylediği söz İçerisi zindan gibiydi, oh burada dünya varmış! … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir bu eksikti — sıkıntılı bir durum varken bir yenisinin çıkması üzerine söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
başı derde girmek — sıkıntılı bir duruma düşmek İlişkilerdeki rol dağılımını sürekli karıştırdığımdan, benim de temizlikçilerle başım hep derde girmiştir. T. Uyar … Çağatay Osmanlı Sözlük