sıkıntılı

sıkıntılı
sf.
1) Sıkıntısı olan

Ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı vaziyete düştüm.

- R. N. Güntekin
2) Sıkıntı veren, çileli, kasvetli, meşakkatli, mukassi

Son birkaç yılındaki oldukça sıkıntılı durumu bir yana bırakılacak olursa maddi bakımdan rahat, ortanın epey üstünde bir hayatı olmuştur.

- A. Ş. Hisar

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • bunlu — sıkıntılı …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • geniş bir nefes almak — sıkıntılı bir durumdan kurtulmak, ferahlığa kavuşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mihnet çekmek — sıkıntılı bir duruma katlanmak, sıkıntı çekmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sırat köprüsünden geçmek — sıkıntılı, eziyetli durumlardan zarar görmeden kurtulmak Biz bu sevgiyi oluştururken, gerçekte bilinçli ya da bilinçsiz ne sırat köprülerinden geçtik. E. Bener …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çile çıkarmak (veya doldurmak) — sıkıntılı bir işin veya bir durumun sona ermesini beklemek Yirmi beş senedir Beykoz daki o tekke gibi evde çile dolduruyorum. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nezaket kesbetmek — sıkıntılı, nazik, kritik bir durum almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tünelin sonunda ışık görünmek — sıkıntılı durumdan kurtulmak için çare belirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünya varmış — sıkıntılı bir durumdan kurtulan kimsenin söylediği söz İçerisi zindan gibiydi, oh burada dünya varmış! …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir bu eksikti — sıkıntılı bir durum varken bir yenisinin çıkması üzerine söylenen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başı derde girmek — sıkıntılı bir duruma düşmek İlişkilerdeki rol dağılımını sürekli karıştırdığımdan, benim de temizlikçilerle başım hep derde girmiştir. T. Uyar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”