- katılaşmak
- nsz
1) Katı duruma gelmek2) mec. İz bırakmak, belirgin duruma gelmek
Bu tutumundan hoşlanmadığını belirten bir küçümsemenin çizgileri dondu, katılaştı yüzünde.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu tutumundan hoşlanmadığını belirten bir küçümsemenin çizgileri dondu, katılaştı yüzünde.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
karçamak — katılaşmak III, 276 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
donmak — nsz, ar 1) Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak 2) Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım. S. F. Abasıyanık 3) Çok üşümek 4) Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
katılaşma — is. 1) Katılaşmak işi 2) fiz. Bir maddenin sıvı durumundan katı duruma geçmesi, tasallüp … Çağatay Osmanlı Sözlük
pekişmek — nsz 1) Sertleşmek, katılaşmak 2) Sıkışmak, tıkanmak 3) mec. Güçlenmek, artmak, çoğalmak, kuvvetlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
pekleşmek — nsz 1) Sertleşmek, katılaşmak 2) mec. Güçlenmek, sağlamlaşmak Hatta Hüsmen, bir gece rüyasında eşeğin palanını yeşil bir kadifeyle kaplı görmüş, inancı pekleşmişti. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
sertleşmek — nsz 1) Sert bir durum almak, katılaşmak Yarı ağarmış yumuşak kumral sakal tersine dönerek diken gibi sertleşti. R. N. Güntekin 2) Gücü artmak, zorlu bir durum almak İklim sertleşti. 3) mec. Bir kimsenin davranış veya sözleri sert, kırıcı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağ bağlamak — 1) üzerine biriken yağ katılaşmak 2) semirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
birkişmak — araşdırmak, katılaşmak, toplaşdırmak, biriktirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
katmak — katmak, karıştırmak; katılaşmak, sert olmak; mihnete ve s ıkıntıya düşmek, yorulmak I, 205, 432, 440, 467; I I, 295 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kurlanmak — acınmak, tasa, acı duymak, ziyan görmek; katılaşmak, koyulaşmak, mayalanmak, ekşimek II, 250, 251; III, 197bkz: korlanmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini