- katlanma
- is.
Katlanmak işi
Asım Bey'in kardeşiyle aramızda en basit bir dostluğa bile katlanması ihtimali var mı?
- H. E. Adıvar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Asım Bey'in kardeşiyle aramızda en basit bir dostluğa bile katlanması ihtimali var mı?
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
devrim — is. 1) Belli bir alanda hızlı, köklü ve nitelikli değişiklik 2) İhtilal Fransız devrimi. 3) esk. İnkılap 4) esk. Çevrilme, katlanma, bükülme Birleşik Sözler karşı devrim … Çağatay Osmanlı Sözlük
katlanılmak — e Katlanma işi yapılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
katlanış — is. Katlanma işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahammül — is., Ar. taḥammul 1) Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması 2) İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma Bu gece kendi kendimle uğraşmaya tahammülüm yoktu. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekellüf — is., esk., Ar. tekelluf 1) Zahmet veren bir iş görme, güçlüğe katlanma 2) Bir işi gösterişli bir biçimde yapmaya çalışma, özenme, gösteriş Birleşik Sözler teklif tekellüf … Çağatay Osmanlı Sözlük
altın ateşte, insan mihnette belli olur — altına benzeyen maddenin altın olup olmadığı ateşe dayanıklılık derecesi ile anlaşıldığı gibi bir kişinin değeri de sıkıntılara katlanma, zorlukları yenme ve benliğini koruma gücü ile ölçülür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahammül — (A.) [ ﻞﻤﺤﺕ ] dayanma, katlanma. ♦ tahammül etmek dayanmak, katlanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MAHKÛM — Aleyhinde hüküm verilmiş olan. Dâvayı kaybedip cezalanan. * Birisinin hükmü altında bulunan. * Zorunda ve mecburiyetinde olma. Katlanma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHTİYAR-I KÜLFET — Külfete katlanma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHTİYAR-I ZAHMET — Zahmet ve meşakkate katlanma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük