- kavgacı
- is.
1) Kavga etmeyi seven, kavga çıkaran kimse
İyi adam olmakla beraber aksi ve kavgacıdır.
- R. N. Güntekin2) mec. Bir amaç uğruna çaba harcayan, mücadele veren kimse
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İyi adam olmakla beraber aksi ve kavgacıdır.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
belalı — sf. 1) Yorucu, üzücü, can sıkıcı Bu belalı işin iyi gitmeye başlamasının daha ucundayız. H. R. Gürpınar 2) Kavgacı, şirret 3) is. Yolsuz kadının zorba dostu Belalıları başından taşkın kadınlarla uğraşacak yaşta değiliz. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
cenkçi — sf. Savaşçı, kavgacı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatak — is., ğı 1) İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı Karakaçanı, Armutdere çataklarında bu Bozdayı tepelediydi. M. Ş. Esendal 2) sf. Yapışık, ikiz (meyve) 3) sf. Kavgacı Birleşik Sözler çatak bayrak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekişken — sf., hlk. Çekişmeyi seven, kavgacı (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıtak — sf., ğı, hlk. 1) Dağda yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan 2) Kaba, huysuz, kavgacı … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli bayraklı — sf. Şirret, edepsiz, kavgacı (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli maşalı — sf. Kavgacı, şirret, dayak atmayı seven (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli sopalı — sf. Şirret, edepsiz, kavgacı (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
huysuz — sf. Huyu iyi olmayan, geçimsiz, şirret Yeni edindiği bu huysuz ve kavgacı tabiatı, küçükken masum hâllerinin ona sağlamış olduğu hoşgörüyü çabucak yok etti. Y. N. Nayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahalle karısı — is., hkr. Görgüsüz, kavgacı kadın Korkunç bir mahalle karısı çığlığıyla üstümüze saldırdı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük