kaynama
Look at other dictionaries:
kaynama noktası — is., fiz., kim. Saf bir sıvının belirli bir basınçta kaynamaya başladığı sıcaklık … Çağatay Osmanlı Sözlük
fıkır fıkır — kaynama şekli, hareketli olma hali … Beypazari ağzindan sözcükler
Towson University — Established 1866[1] Type Public … Wikipedia
ebülyoskop — is., bu, Fr. ébullioscope Cisimlerin kaynama sıcaklığını tespit etmeye yarayan cihaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
feveran — is., esk., Ar. feverān 1) Fışkırma, kaynama 2) Birdenbire öfkelenme, köpürme, parlama Sabırlı olmak, parlamamak, duygusal feveranlardan uzak kalmak hassası da bizde çok eksik. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller feveran etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
galeyan — is., esk., Ar. ġaleyān 1) Kaynama 2) Coşma Bu uzvi acı, onu galeyanın son raddesine getirerek ağlattı. P. Safa 3) Coşku Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller galeyan etmek galeyana gelmek galeyana getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynayış — is. Kaynama işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
nokta — is., Ar. nuḳṭa 1) Çok küçük boyutlarda işaret, benek 2) Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret 3) Yer Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık. A. Haşim 4) Konu, konu ile ilgili önemli bölüm Genç adam, o… … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşım — is. Kaynama sırasında taşma … Çağatay Osmanlı Sözlük
cûş — (F.) [ شﻮﺝ ] 1. coşku. 2. kaynama. ♦ cûş eylemek coşmak, coşup taşmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü