- nokta
- is., Ar. nuḳṭa
1) Çok küçük boyutlarda işaret, benek2) Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret3) Yer
Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık.
- A. Haşim4) Konu, konu ile ilgili önemli bölümGenç adam, o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi.
- Y. K. Karaosmanoğlu5) Nöbetçi bulunan yerOrada polis noktası var.
6) Nöbetçi, gözcü, bekçiO yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz.
- Ö. Seyfettin7) mec. Sınır, derece, raddeSavaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...
8) dbl. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)9) mat. Hiçbir boyutu olmayan işaret10) sp. Orta noktaBirleşik Sözler- başnokta- üç noktaAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.