keseli
Look at other dictionaries:
keseli kurt — is., du, hay. b. Genellikle omurgalılarda, kasların içinde gelişen şerit kurtçuklarının genel adı (Cysticercus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
keselys — ×keselỹs (plg. la. ķesele, vok. Kessel) sm. (3b), kẽselis (1) 1. K.Būg, J, J.Jabl iš vyčių nupintas statinės pavidalo krepšys pašarui nešioti, doklas: Arkliam šieną neša su keseliu Tr. Jo keselỹs nepanešamas – tiek prigrūdo šieno! Brž. Prikišk … Dictionary of the Lithuanian Language
Koseli — Original name in latin Kseli Name in other language Keseli, Koseli, Kseli, Kseli State code TR Continent/City Europe/Istanbul longitude 37.8375 latitude 40.605 altitude 550 Population 1238 Date 2012 01 18 … Cities with a population over 1000 database
kanguru — is., hay. b., Fr. kangourou Kangurugillerden, Avustralya da yaşayan, iri, otçul, memeli, ön ayakları kısa, art ayakları ile kuyruğu uzun ve güçlü, başı küçük, dişisinin karnında yavrularını taşıyacak bir kesesi bulunan keseli hayvan (Macropus… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kangurugiller — is., ç., hay. b. Memelilerden, sıçrayıcı, keseli hayvanlar familyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurt — 1. is., du, hay. b. 1) Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız, ayaksız veya çok ilkel ayaklı küçük hayvan 2) Bazı böceklere veya bazı böcek kurtçuklarına verilen ad Birleşik Sözler kurtayağı kurtbağrı kurt baklası kurt bilimi kurt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarig — is., hay. b., Fr. sarigue Amerika da yaşayan, genellikle yavrularını sırtında taşıyan keseli hayvanlardan bir tür sıçan (Didelphys dorsigera) … Çağatay Osmanlı Sözlük
atrasti — 1 atràsti tr. K; Q72, H, R, M 1. DŽ ieškant aptikti, suieškoti ką pamestą, paslėptą, paliktą: Atradaũ piningus prapuolusius J. Atradaũ išgaišentą laikrodį Imb. Liuob vokyčiai atràs bute grūdus, išpils, išveš Jdr. Atràsk keselį, sudėk paršus… … Dictionary of the Lithuanian Language
dviblakas — 1 dvìblakas sm. (1, 3) blakė (audime ar pynime du siūlai greta, kur jie turi būti susikryžiavę): Tinkyk pindamas keselį, kad nebūtų dviblakų̃ Kp. Negražus doklas – dvìblakų yra Ėr … Dictionary of the Lithuanian Language
kamuoti — kamuoti, uoja, ãvo 1. tr. varginti, kankinti; neduoti ramybės, graužti: Kamãvo kamãvo (lamdė, niurkė) kačioką, ir reikė paskui ažkast – ažkamavo, nukamavo Ds. Aš tau duosiu – kad tu didelis, tai ir kamuosi man vaikus! Kp. Tokiu blogu keliu… … Dictionary of the Lithuanian Language