- kılcal
- sf.
Kıl gibi olan, çok inceBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kılcal boru — is., fiz. Araştırma ve deneylerde kullanılan çok ince boru … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılcal damar — is., anat. Dokulardaki atardamarların son dallarını, toplardamarların ilk dallarına birleştiren ince damar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılcal etki — is., fiz. Birbirine değen bir sıvı ile bir katının molekülleri arasındaki etki … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılcal kök — is., bit. b. Ana kök, saçak kök ve yan köklerden çıkan ikincil, üçüncü kökler üzerinde bulunan ince kıl şeklindeki emici kök parçaları … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılcallık — is., ğı 1) Kılcal olma durumu 2) fiz. Bir kılcal boru veya tüpün durumu 3) fiz. Kapsadığı sıvılar bakımından kılcal boruların özellikleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
boru — is. 1) Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir Soba borusu kazanın içinden geçerdi. N. Cumalı 2) Borazan Ankara da ilk sabah boru sesinden uyandım. R. E. Ünaydın Birleşik Sözler boru… … Çağatay Osmanlı Sözlük
damar — is., anat. 1) Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. P. Safa 2) Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi 3) Başka türden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
etki — is. 1) Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir Bu etki, genç kuşak konservatuvar mezunlarında yerini daha doğal bir Türkçeye bırakıyor. H. Taner 2) Bir etken veya bir sebebin sonucu Tokadın etkisi kötü oldu. 3) mec … Çağatay Osmanlı Sözlük
kök — 1. is., bit. b. 1) Bitkileri toprağa bağlayan ve onların, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm 2) bit. b. Süsende olduğu gibi yer üstüne sap çıkaran çok yıllık yer altı gövdesi 3) Bazı şeylerde dip bölüm Diş kökü. 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ünbûbe — (A.) [ ﻪﺑﻮﺒﻥا ] 1. boru. 2. kılcal damar … Osmanli Türkçesİ sözlüğü