- kılmak
- yar, -ar
Etmek, yapmak
Kitabımı elimden bırakmadığımı görmek bile onları mutlu kılmaya yetiyordu.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kitabımı elimden bırakmadığımı görmek bile onları mutlu kılmaya yetiyordu.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kılmak — 321, 330, 342, 349. 350. 367. 371, 374, 376, 393, 399, 459, 462; 11. 25; II I, 17, 122, 133, 159, 179 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
cemaatle namaz kılmak — imama uyarak namaz kılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuş kılmak — kavuşmak, inmek III, 17bkz: tüş kılmak, tüşlenmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tüş kılmak — inmek, toplanmak . II I, 17bkz: tu ş kılmak, tilşlenmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yap yup kılmak — hile kılmak, al etmek III, 159bkz: yubılamak, yuplamak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
art eteğinde namaz kılmak — çok temiz huylu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dengeli kılmak — huzura, düzene kavuşturmak Sevgimde bir azalma olsaydı, bu bir bakıma beni dengeli kılardı. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
hükümsüz kılmak — yürürlükten kaldırmak, iptal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
meskûn kılmak — bir yeri şeneltmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
namaz kılmak — namaz ibadetini yerine getirmek Bu adamlar birer ikişer gidip bir odada namazlarını kıldılar, gene geldiler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük