kırışık

kırışık
sf., -ğı
1) Kırışmış olan

Söz tiyatroya gelince bu yaşlı sanatkârın kırışık yüzü birdenbire canlandı.

- P. Safa
2) is. Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım
3) is. Kırışmış yer, kırışıklık

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • kırışıklık — is., ğı 1) Kırışık olma durumu 2) Kırışık olan yüzeyin durumu 3) Kırışmış olan yer, kırışık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırış kırış — sf. 1) Kırışıkları olan, çok kırışık Gazeteye, gözleri tiksintiyle kısılmış olarak yüzü kırış kırış bakıyordu. T. Buğra 2) zf. Kırışık bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • buruşmak — nsz 1) Düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlamalar olmak Daralmış, buruşmuş sof ceketi, uzamış sakalıyla işportacı Yahudilere dönmüş. R. N. Güntekin 2) Ağızda kekrelik duymak 3) mec. Tiksinmek, hoşlanmamak Gördüklerimden yalnız yüzüm… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • buruşukluk — is., ğu 1) Buruşuk olma durumu 2) Ciltte oluşmuş kırışık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büzüşük — sf., ğü 1) Büzülerek yüzey veya hacmi küçülmüş olan, büzüşmüş 2) Kırışık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içinde — zf. 1) Süresince, zarfında Bu yarım saat içinde evde neler geçti? Y. Z. Ortaç 2) Ortamında Dünya atom çağında, biz hâlâ medeniyet kavgası içindeyiz. F. R. Atay 3) ... ile dolu bir biçimde Yüzü kırışık içinde. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırışmak — nsz 1) Bir yüzeyin düzgünlüğü bozulmak, kırışık oluşmak Boynu uzamış, kararmış, yaşlı adamların boynu gibi kırışmıştı. Y. Kemal 2) nsz, le Birbirini kırmak, yok etmek, öldürmek 3) Karşılıklı kırmak Çocuklar yumurta kırışıyorlar. 4) Pazarlık etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çîn — (F.) [ ﻦﻴچ ] kırışık …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • burkı — ekşi yüz, kırışık I, 18, 427 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”