kırmızı

kırmızı
is., Ar. ḳirmizī
1) Al, kızıl renk
2) sf. Bu renkte olan

Siyah zülüflü, kırmızı dudaklı, altın ve mercan gerdanlı kadınlar.

- A. Haşim
Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • kırmızı kart — is., sp. Kurallara aykırı davranan veya daha önce hakemler tarafından sarı kart gösterilerek ikaz edilmiş oyuncuyu oyundan çıkartma cezası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kırmızı kart göstermek kırmızı kart görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı çürük — is., ğü Zararlı mantarların etkisi sonucu çam türü ağaçlardaki göbek odunun kırmızı kahverengi olması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı et — is. Büyükbaş hayvanların yağı ve proteini yüksek, besleyici eti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı oy — is. Bir oylamada, karşı durum alındığını gösteren oy …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı bayrak — is., ğı, sp. Atletizm yarışlarında hakemlerce gösterilen, sporcunun kurallara uygun olmayan bir biçimde atladığını veya koştuğunu belirten kısa saplı bayrak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı bülten — is. Uluslararası polis örgütünün dünya çapında aradığı suçlular için yayımladığı arama ve yakalama emri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı çizgi — is. 1) Gümrükteki pasaport kontrolü sırasında geçilmesi yasak olan bölgeyi belirleyen çizgi 2) mec. Belli bir konuda taraflar arasında kabul edilebilir son nokta …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı gömlek — is., ği Ne kadar saklanmaya çalışılırsa çalışılsın gizlenemeyen şey …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı nokta — is. Televizyonda şiddet veya cinsellik içeren programların belli bir yaşın altındakilere izlettirilmemesini belirten işaret …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırmızı pasaport — is. Ülkesini yurt dışında temsil etmekle görevlendirilen kimselere belirli süreler için verilen pasaport …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”