- kırpıntı
- is.
Kırpılan şeyden kalan küçük parça
Biz Frenkleri birkaç kırpıntı ile aldatıyorsak onların bize soktukları kazıklardan haberin yok mu?
- H. R. GürpınarBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Biz Frenkleri birkaç kırpıntı ile aldatıyorsak onların bize soktukları kazıklardan haberin yok mu?
- H. R. GürpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kirpinti — kir̃pinti, ina, ino cur. 1 kirpti 1: Moters nevedė, plaukų nekirpino, nagų nepjaustė (M.Valanč?) Vr … Dictionary of the Lithuanian Language
kırpıntı bohçası — is. İçine kumaş kırpıntıları konulan bohça … Çağatay Osmanlı Sözlük
bohça — is. 1) İçine çamaşır, elbise vb. koyup sarılan dört köşe kumaş Hemen hemen her giyim eşyası bohçada ve sandıkta saklanırdı. R. H. Karay 2) Ufak ve seçme tütün dengi Birleşik Sözler bohça böreği parçalı bohça yamalı bohça hamam bohçası … Çağatay Osmanlı Sözlük
haddizatında — zf. Aslında Haddizatında bir kırpıntı bohçasını andıran kabinesine, plancı, reformcu hükûmet adını takmıştı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesinti — is. 1) Kesilen parça, kırpıntı 2) Bir işin bir süre için durması, inkıta, fasıla İşimiz hiçbir kesintiye uğramadan yürüyor. 3) ekon. Ödenen bir paradan herhangi bir sebeple kesilen bölüm Bu ücretin hiçbir kesintisi yoktur. Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırkıntı — is. Kırpıntı … Çağatay Osmanlı Sözlük
nusikirpinti — nusikir̃pinti cur. 1 nukirpti 2 (refl.): Nusikir̃pink plaukus – jau par ilgi Als. kirpinti; nusikirpinti … Dictionary of the Lithuanian Language
HÜTAME — Kesinti, kırpıntı. Parça … Yeni Lügat Türkçe Sözlük