kısılmak — kısılmak, arada kalmak. I I, 135 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kapana düşmek (veya girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak) — içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuyruğu kapana kısılmak (veya sıkışmak) — çok zor duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıslınmak — kısılmak, araya sıkışmak II, 251 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kararmak — nsz 1) Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak 2) Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı. P. Safa 3) Ateş sönmeye yüz tutmak 4) mec. Kederlenmek, canı sıkılmak 5) mec. Niteliğini yitirmek Eşsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısılma — is. 1) Kısılmak işi 2) biy. Kalbin, içindeki kanı damarlara vermek için açılıp kapanması … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumulmak — nsz 1) Kapanmak, örtülmek 2) e Kendini bir işe istekle vermek, girişmek, saldırmak, atılmak 3) Kısılmak, örtülür gibi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bütmek — ses kısılmak, alçalmak; borcu veya alacağı gerçekleşmek; yara kapanmak; sona ermek, yok olmak; bir şeye inanmak, ikrar etmek I, 219; II, 294; III, 137, 166. 240 bitmek (nüşvü nema), yaratılmak, doğmak II, 294 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
BAHH — Ses kesilmek, boğaz kısılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BUHHA — Boğaz kısılmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük